Adıyaman Üniversitesinde Geleceğimizi Aydınlatan Kalemler Topluluğu tarafından, Başbakanlık Eski Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Sayın Davut Nuuriler'in katılımıyla “Bitişinin 100. Yılında Birinci Dünya Savaşı ve Balkanlar” konulu konferans düzenlendi.
Konferans öncesinde Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Talha Gönüllü’yü makamında ziyaret eden Sayın Davut Nuriler, üniversitemiz Onur Defteri’ni imzaladı. Rektör Gönüllü, ziyaretinden ve vereceği konferanstan dolayı Sayın Davut Nuriler’e teşekkür ederek Adıyaman’ın tarihi ve turistik yerlerinden Cendere Köprüsü’nün maketini hediye etti.
Adıyaman Üniversitesi Merkez Külliyesi Vehbi Koç Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen konferansa Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Talha Gönüllü, Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Seyit Temir, dekanlar, akademik ve idari çalışanlar ve öğrenciler katıldı.
Konferansta Birinci Dünya Savaşı’nın 100. yılının ardından Balkanlarda gerçekleşen zoraki sürgünler, Paris Barış Konferansı ve dönemin fikir akımlarına değinen Nuriler, yaşanan gelişmelerin ardından Osmanlı coğrafyasında yaşayan bütün devletlerin çok zor bir döneme girdiğini anlattı.
Paris Konferansı'nı Anlamadan Dünya Savaşlarını Anlamak Mümkün Değil
Birinci Dünya Savaşının bitişiyle galip devletlerin mağlup ettikleri Almanya, Avusturya-Macaristan ve Osmanlı İmparatorluğu'na istedikleri şartları dikte etme amacıyla Paris Konferansı’nı topladıklarını ifade eden Nuriler, “Savaş sonrasında, 1919 yılının ilk 6 ayında Paris’te toplanan konferansı anlamadan dünya savaşlarını anlamanın mümkün olmadığını düşünüyorum.” dedi.
Fikir babalığını İngiltere’nin yaptığı Paris Konferansı’nın ilk global dünya düzeninin kurulduğu ilk evrensel platform olması dolayısıyla çok önemli olduğunu belirten Nuriler, dünyamızın ve bölgemizin hala Paris Konferansı’nda alınan kararların etkisinde olduğunu ve Japonya’dan Güney Amerika’ya tüm dünyanın temsil edildiği bu platformda Osmanlı İmparatorluğu ile İslâm dünyasının temsil edilemediğini belirtti
Nuriler, Paris Konferansı’nda kurulan yeni dünya düzeninin Anadolu haricinde uygulanmaya konulup herhangi bir engelle karşılaşmadan yürüdüğünü vurgulayarak, “Paris Konferansı’nın Anadolu için öngördüğü plan yürümemiş, Türk Milleti’nin istiklâl mücadelesi, Anadolu ile ilgili kısmın uygulanmasına engel olmuştur.” dedi.
Paris Konferansı’nın devamı niteliğinde 1922-1923 yıllarında Lozan’da süren müzakerelerde Osmanlı İmparatorluğu'nun devamı, bağımsız bir Türk Devleti’nin varlığının batılı güçler tarafından tanındığını belirten Nuriler, “Lozan’da 8 ay süren çetin müzakerelerden sonra Türkiye Cumhuriyeti Devleti sömürgeci batılılara karşı bağımsızlığını kurtarmış, ancak sınırları dışında kalan tüm mirasıyla bağlarını kesmeyi kabul etmek zorunda kalmıştır.” dedi.
20. Asır Batı Medeniyetinin Ön Plana Çıktığı Asır Oldu
20. asrın Batı medeniyetinin her alanda üstünlüğünü dünyaya kabul ettirdiği bir zaman dilimi olduğunu ifade eden Nuriler, “ Kendi aralarında dünya savaşı gibi büyük çatışmalara rağmen Batı dünyası üstünlüğünü sürdürmeye devam etmiştir ve etmektedir.” dedi.
Konferansın sonunda Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gönüllü Adıyaman Üniversitesi Merkez Külliyesine Davut Nuriler adına dikilen fidanın sertifikasını kendisine takdim etti.
Rektör Gönüllü fidan sertifikası takdiminin ardından yaptığı konuşmada, Sayın Davut Nuriler’e teşekkür ederek “Çoğu kez tam çerçeveyi görmek gerekiyor. Bazen çok yakınsak bakarak olayları kaçırıyoruz. Iraksak bakıp, biraz geriye doğru gidip tüm çerçeveyi gördüğümüz zaman olayları daha iyi anlıyoruz. Kıymetli Davut Nuriler beyefendi sayesinde bugün olayları daha geniş bir çerçeveden görmüş olduk. Çıkardığımız önemli sonuçlar ve dersler oldu. Bu bakımdan kendisine teşekkür ediyoruz. Önemli olan, eski hatalara düşmemek için geçmişten ders alabilmek, bunun için de dersimizi tam olarak öğrenmek ve dersimize iyi çalışmak gerekiyor.” dedi
Genel itibarıyla bakıldığında İslam ülkelerinin belirli dönemlerde coğrafyalara sığmayan genişleme sergilediklerini, ama ne yazık ki yine belirli dönemlerde keskin düşüşlerle gerilediklerini vurgulayan Rektör Gönüllü, ancak bu gerilemenin sebebin İslam dini olmadığını, tersine İslam’dan uzaklaşma olduğunu, bu kırılmaların önüne geçebilmek için de İslam’ın daha iyi anlaşılması gerektiğini ve İslam ülkelerinin, bir bütün olarak, birbirleriyle uğraşmamaları, çekişmemeleri üzerinde durdu.
Konuşmasına, Avrupa ülkelerinde çeşitli zamanlarda Müslümanlara yapılan zulümlerden bahsederek devam eden Rektör Gönüllü, “Her dönemde ne yapacaklarını çok iyi bilmişler. Kimi zaman Türk ülkelerinin olduğu yerlere komünizm getirmişler ki en büyük amaçları Müslümanları asimile edip onları köklerinden koparıp değiştirerek veya dönüştürerek istedikleri noktaya getirebilmek. Avrupa’da da aynı zulüm yapılmış, Bosna, Makedonya, Arnavutluk gibi Müslümanların olduğu yerlerde de buna müracaat etmişlerdir. Zor kullanarak ya da aramıza fitne sokarak, aklımızı çelerek, bir şekilde bizleri zayıflatarak, imanımızı zayıflatarak ya da zayıflıklar üreterek bizleri özümüzden, geçmişimizden koparmak istediler. Biz ne zaman bu hatalarımızdan vazgeçersek, ne zaman hakikaten, samimi ve dosdoğru olarak Yaradan’ın ve Peygamber Efendimiz'in (S.A.V) söylediklerine tam sarılırsak işte o zaman istediğimiz noktada oluruz.” dedi.
Teşekkür konuşmasının ardından Sayın Davut Nuriler de Rektör Gönüllü’ye Fatih Sultan Mehmet’in 1463 yılında Bosna Hersek'i fethinden sonra ülkedeki Fransisken rahiplerine hediye ettiği Ahidname’yi takdim etti.