ADYÜ FM'de 15 Temmuz Hain Darbe Girişimi Konuşuldu
Adıyaman Üniversitesi Radyosu (ADYÜ FM)’de 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinlikleri kapsamında “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Özel Programı” yapıldı.
Sunuculuğunu Hakan Çalışkan’ın yaptığı, ADYÜ FM, ASR, Radyo Life, Mert FM ve Radyo Tek'te ortak olarak yayınlanan, Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Turgut, Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Selahaddin Gök ve Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Cem Koray Olgun’un konuşmacı olarak katıldığı programda; darbe, darbelerin tarihi ve toplum üzerindeki sosyolojik etkileri konuşuldu.
Rektör Turgut, “Üzerinden 4 Değil; 40 Yıl da Geçse Asla Unutamayacağımız Bir Geceydi”
Radyo programında konuşan ve şahit olduğu darbelerin etkilerinden bahseden Adıyaman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Turgut, 15 Temmuz gecesi aklı başında olan hiçbir vatandaşın tasvip edemeyeceği bir girişime şahit olduklarını söyledi.
Rektör Turgut, “Ülkemizdeki darbelerin hem beşeri hem de maddi anlamda yıkıcı sonuçları olmuştur. Cumhuriyet tarihindeki darbelerin faturası yaklaşık 400 milyar dolardır. Ben 1971,1973 darbe girişimlerini çok iyi hatırlamasam da 1980 darbesini ve 1997’deki 28 Şubat darbesini iyi hatırlıyorum. Bütün darbeler birbirinin kopyası gibidir. 15 Temmuz darbe girişimi öncesi de önceki darbelerde olduğu gibi ordu, polis ve kurumlardaki hainler tarafından planlanmıştır. Bizler Türk milleti olarak darbe sahnelerini çok iyi hatırlarız. O gece omuz omuza verip alanlara hücum etmemizin bir nedeni de budur. Cumhuriyet tarihindeki darbelere baktığımızda en melun darbe 1960 darbesidir. Başbakan ve İki bakan idam edilmiştir. Ülkemiz altı darbe görmüştür. Bunların acı sonuçlarını gayet iyi hatırlıyoruz. 15 Temmuz darbesi üzerinden henüz 4 yıl değil; 40 yıl da geçse unutamayacağız bir darbeydi. 15 Temmuz darbesi, son 150 yılda yani 1824 yılından sonraki darbelerin tamamına eşit hainlikte, sinsilikte bir darbeydi.” dedi.
“Aklı Başında Olan Hiçbir Vatandaş Bu Oyuna Gelmez”
15 Temmuz gecesinin aklı başında olan hiç kimsenin arkasında durup destek olmayacağı sersemce bir girişim olduğunu vurgulayan Turgut, “Nitekim Türkiye, 15 Temmuz 2016’da aklı başında olan hiç kimsenin arkasında durup destek olmayacağı sersemce bir girişime tanıklık etti. Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki Gülen cemaati yanlısı bir grubun gerçekleştirmeye çalıştığı darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlanması Türkiye’nin demokrasi sınavında önemli bir köşe taşı olmuştur. Vatan savunması uğruna 2703 vatandaşımız gazi olurken, 251 vatandaşımız ise maalesef hain saldırıda şehit oldu. O kara gecede şehit olan kardeşlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum. Gazilerimize de hayırlı, sağlıklı ömürler diliyorum. Onlar başımızın tacı. Şehitlik herkese nasip olmaz. Hepimiz o şerbeti içmek isteriz. Peygamberimize komşu olmuşlardır. Allah milletimize bir daha 15 Temmuz yaşatmasın İnşallah.” dedi.
Gök: “Güçlü Devletlerin Bir Oyunu”
Darbeleri, güçlü devletlerin zayıf devletler üzerinde uygulamaya çalıştıkları politikaları kabul ettirmek amacıyla yaptırdıkları eylemler olarak nitelendiren Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Selahaddin Gök, “Darbe; bir ülkede baskı kurarak rejimi değiştirecek şekilde yönetime müdahale etme şeklidir. Darbeler siyaset tarihi ile aynı anda başlamıştır. Güçlü devletlerin zayıf devletler üzerindeki politikalarını, planlarını gerçekleştirmek için yaptığı eylemlerdir. 15 Temmuz darbesi de bize olayın bu boyutunu net bir şekilde göstermiştir. Batılı devletlerin tutumu da aşikârdır. Dünyada ABD’nin Şili’de gerçekleştirdiği darbe örneklerinden biridir.” dedi.
Olgun: “Darbe Öncesi Oluşturulan Algı Operasyonları Dikkat Çekiyor”
Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Cem Koray Olgun ise, darbelerin geneline bakıldığında; her darbe öncesi toplum üzerinde algı yaratılmaya çalışıldığına dikkat çekti.
Olgun, “Mevcut siyasi iktidar hakkında çeşitli spekülasyonlar yaratarak toplumu darbeye sosyolojik olarak hazırlamaya çalışıyorlar. Geçmişe 15 Temmuz örneğinde bakarsak, 2006-2007’den bu yana paralel devlet yapılanması olan FETÖ, belli durumlarda Ergenekon, Balyoz davaları ile darbenin altyapısını hazırladığı, 2013’teki gezi parkı olaylarının daha da büyümesine sebep olabilecek açıklamaların yapıldığı, 17-25 Aralık operasyonları ve Fuat Avni denen trol bir hesapla toplum üzerinde algı yaratılmaya çalışıldığı görülüyor. Her darbede işlerin kötüye gittiğine dair algı operasyonları yapılıyor. Tarihe baktığımızda bu operasyonların zaman zaman ne yazık ki başarılı olduğu görülmektedir.” şeklinde konuştu.